MARMARA’DA DEPREM TARTIŞMALARI SÜRÜYOR

Marmara Bölgesi’nde meydana gelen her deprem, büyük İstanbul deprem korkusunu ve “gizli fay” tartışmalarını bir kez daha gündeme getiriyor. Kuzey Anadolu Fayı’nın (KAF) Marmara Denizi’ne kıyısı olan 7 il ve 50 ilçede yaşayan milyonlarca insan, deprem riski ile karşı karşıya. Son olarak Bursa’daki üç üniversitenin 7.3 büyüklüğünde deprem üretebileceği öne sürülen yeni bir fay hattının keşfi tartışmaları yeniden alevlendirdi. Ancak Bilim Akademisi üyesi yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, bu iddialara kesin bir yanıt verdi.

GİZLİ FAY İDDİALARI ASILSIZ

Prof. Dr. Naci Görür, Marmara Denizi’ndeki fay hatlarının uzun süredir bilinmekte olduğunu ve “gizli fay” iddialarının bilimsel bir temeli olmadığını açıkladı. “Yok öyle bir şey. Biz oraların bütün araştırmalarını yaptık, haritasını çıkardık, dünyada yayınladık. Kuzey Anadolu Fayı büyük oranda bilinmektedir” şeklinde konuşan Görür, küçük ölçekli fayların bulunabileceğini ancak bunların deprem riskini değiştirecek boyutta olmadığını belirtti. “Uyuyan fay gibi nitelendirmeler saçmalık. Araştırmaya dayalı olmayan yorumlar yanıltıcı” diyerek spekülasyonlara tepkisini gösterdi.

TEHLİKE KUMBURGAZ VE ADALAR FAYLARINDA

Görür, Marmara’daki asıl tehlikenin Kumburgaz ve Adalar faylarında olduğunu vurguladı. Silivri’den Yeşilköy açıklarına uzanan Kumburgaz Fayı’nın 70-75 kilometre uzunluğunda olduğunu, Adalar’ın güneyindeki fayın da benzer bir uzunluğa sahip olduğunu dile getirdi. “İkisi birden kırılırsa 7.6’ya varan bir deprem üretir. Sadece Kumburgaz kırılırsa 7.2, Adalar tek başına kırılırsa 6’lar mertebesinde deprem olur” diyen Görür, bu fayların birbirini tetikleyebilme riskine de dikkat çekti.

DEPREM RİSKİNE KARŞI HAZIRLIK ÇAĞRISI

Marmara Denizi çevresindeki deprem riskinin hâlâ yüksek olduğu gerçeğini yineleyen Görür, bölgenin “avuç içi gibi bilindiğini” ve bilinmeyen bir fay hattı bulunmadığını vurguladı. Görür’ün açıklamaları, spekülatif “gizli fay” tartışmalarını sona erdirirken, yetkililer ve vatandaşlar için deprem hazırlıklarını artırma çağrısı olarak yankı buldu. Bölgedeki milyonlarca insanın güvenliği için bilimsel verilere dayalı önlemlerin aciliyeti bir kez daha öne çıktı.