İSRAEL BAŞBAKANI NETANYAHU’NUN AÇIKLAMALARI

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, Gazze’deki işgal gibi ciddi bir sorun yaşanırken Türkiye’deki Siloam Yazıtı’nı gündeme getirmesi dikkat çekiyor. Netanyahu’nun İncil’deki Kral Hizkiya dönemine ait bir yetkili olan Yoaş’ın mühür yüzüğüne sahip olduğu biliniyor. Siloam Yazıtı da Kral Hizkiya dönemine ait olduğu için önemli bir tarihsel bağ kurmaya çalışıyor. Netanyahu, sözleriyle tarihsel bir figür imajı çizmeye çalıştığı anlaşılıyor. Türkiye’nin ısrarla vermediği yazıt, İsrail’in geçmişiyle bağlantılıymış gibi sunuluyor. İsrail, bu yazıtı “Yahudilerin Kudüs’teki tarihi köklerinin binlerce yıl önceye dayandığının kanıtı” olarak tanımlıyor. Bu eser, modern Yahudi devletinin tarihsel meşruiyetini destekleyen bir unsur olarak görülüyor. Ancak ülkenin izlediği politikalar ve bölge ülkeleriyle ilişkileri, tarihsel bir kanıta dayandırma ihtiyacını ortadan kaldırıyor.

SILOAM YAZITI’NIN İSTENİLMESİ VE ERDOĞAN’IN TEPKİSİ

Netanyahu, 15 Eylül’de Rubio ile Mescid-i Aksa yakınlarındaki tünelleri gezerken Siloam Yazıtı’na da değindi. Tünelde bu yazıtın bir kopyası bulunuyordu. Netanyahu, dini konularla ilgisi bilinen ABD Dışişleri Bakanı Rubio’yu etkilemeye ya da tartışma içine çekmeye çalışıyor olabilir. Türkiye’den ısrarla Siloam Yazıtı’nı isteyen Netanyahu, Osmanlı döneminde bu yazıtın İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne getirildiğini belirtip, geçmişte yazıtı almak için yaptığı başvurulara da değindi. Netanyahu, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’dan istekte bulunduğunu iddia ediyor. Netanyahu, “O zamanlar Türkiye ile harika ilişkilerimiz vardı… Ben de dedim ki, ‘size bir önerim var. Bizim müzelerimizde binlerce Osmanlı eseri var. İstediğinizi seçin, size verelim. Bir değiş tokuş yapalım.'” diyerek konuyu aktarıyor. Ancak Yılmaz’ın bunu kabul etmediğini belirtirken, Türkiye’deki İslamcı tabanın muhalefeti konusunu gündeme getiriyor.

ERDOĞAN’DAN SERT CEVAP

Netanyahu’nun bu açıklamalarına Cumhurbaşkanı Erdoğan sert bir şekilde yanıt verdi. Erdoğan, “Kudüs-ü Şerif’i namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz.” diyerek geçmişi hatırlattı. Ayrıca, “Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı belki de hiç geçmeyecek.” şeklinde bir ifade kullandı. Siloam Yazıtı’nın, aslında İsrail devletinin varlığını tek başına meşru kılacak bir tarihi eser olmadığı da belirtiliyor. Yazıt, “Siloam Havuzu’ndan Tapınak Dağı’nın güney ucunun altındaki Davut Şehri’ne su getiren tünelin inşasını” ayrıntılarıyla anlatıyor.

TARİHSEL KANITLARIN YETERSİZLİĞİ

Netanyahu, bu yazıtı bir sembol olarak kullanarak tarihi kökenlerini kanıtlamak istiyor. Kendisinin antik eserler koleksiyonu var ve bu eserleri evine gelenlere gösteriyor. Ayrıca, geçmişte farklı bir tabletin başbakanlık ofisine verileceğiyle ilgili planlardan bahsedildiği de aktarılıyor. Netanyahu, sürekli olarak Kral Hizkiya ile ilişki kurmaya çalışsa da, bu ilişkilendirme tarihi gerçeklerle çelişebiliyor. Türkiye, Siloam Yazıtı ve benzeri eserleri korumakla birlikte, bu tür taleplere karşı da önlem alıyor.