Günlerdir Türkiye'nin eli ayağı titriyor, günlerdir tansiyonumuz yüksek, günlerdir umutsuzuz. Öyle de olmalıyız. Umut yitirmek matah şey değil ama anlıyorum ki yüzeye çıkmak için dibe vurmalıyız. Biz bir şey yokmuş gibi davranıp devam ettikçe hayata, acımızı gömdükçe içimize, sesimizi yuttukça gerçek sanıyorlar hafifletici sebeplerini. Oysa gücümüz, güçsüzlüğümüzden, gücümüz her türlü gücün üstümüzde denenmesinden. Bıktık ama yılmadık!
Kusura bakmayın beyler, istediğimiz saatte çıkacağız sokağa, istediğimiz etekle ve iffetli ya da iffetsiz bulursunuz, en içten kahkahamızla. Sizi yetiştiren analara kırgınız ama bırakmayacağız onları dışımızda. Gerekirse doğurmayız sizi, bizden başka yolunuz yok gelmek için dünyaya, anlayacaksınız. Beyler kusura bakmayın, bu defa öyle kolay sıyrılamayacaksınız, vicdanınız sızlayacak bu defa. Çünkü unutturmayacağız. Sesimizi yutmayacağız bu defa!
Bir hayat kadını öldürülür 'su testisi su yolunda kırıldı' derler, bir öğrenci öldürülür 'kötü arkadaş edinmiş' derler, bir anne öldürülür 'kocasının yanında dursaymış' derler, biz ölünce bahane bulmakta hiç zorluk çekmezler. Yaşadığımızla, inandığımızla, düşündüğümüzle kabul etmezler bizi. Sınıflara ayırırlar ve saygı duymazlar yaşam hakkımıza. Hangi hal 'insanlıktan çıkmak'tan daha ağır olabilir ki oysa!
Beyler biz sizi doğurduk, yetiştirdik, çocuklar verdik size. Siz huzurlu bir hayatı çok gördünüz bize. Kırgınız size!
Ama bitmedi, yılmadık, korkmadık. Canımız istemedikçe girmeyeceğiz evlere! Siyahımıza selam olsun! Bilin ki gücümüzü giyindik, matemimizden ziyade.
then "Add to Home Screen"