İŞ BİRLİĞİ VE PROJE HAKKINDA
Sabancı Üniversitesi’yle gerçekleştirilen önemli bir iş birliği çerçevesinde, tarlada çinko ve selenyum bakımından zenginleştirilen buğday, önce una sonra çeşitli ürünlere dönüştürüldü. İki yıl boyunca saha çalışmalarının yapıldığı Biyofortifikasyon Projesi ile buğday tanesinde ve ondan elde edilen unda çinko ve selenyum miktarlarında kayda değer artışlar sağlandı. Ülker’in üretim tesislerinde, zenginleştirilmiş buğdaylardan elde edilen tam buğday ununda, uygulama yapılmayan una kıyasla çinko miktarının %46 oranında yükseldiği belirlendi. Ülkemizdeki buğdaylarda uzun yıllar düşük seviyelerde kalan selenyum ise 18 kat artış göstererek istenilen düzeylere ulaştı.
LABORATUVAR ANALİZLERİ VE SONUÇLAR
Yapılan laboratuvar analizleri, tarlada sağlanan mineral zenginliğinin una ve nihai ürünlere etkili bir şekilde aktarılabildiğini ve korunduğunu ortaya koydu. Ülker’in bu uygulama ile mineralce zenginleştirilmiş buğdaylardan elde ettiği sınırlı sayıda Saklıköy Tarlada Zenginleştirilmiş Tahıllı, Sütlü Çikolatalı, Pirinç Patlaklı, Portakallı ve Hindistan Cevizli bisküvileri tüketicilere sunuldu. Ülker CEO’su Özgür Kölükfakı, buğdayın sürdürülebilirliğinin Ülker için büyük önem taşıdığını vurguladı. Kölükfakı, “Bisküvilik buğday ıslahından toprağın sağlığının iyileştirilmesine yönelik onarıcı tarıma kadar çeşitli konulara odaklanıyoruz” şeklinde açıklamada bulundu.
TOPRAK VE TARIM ÜZERİNE YAPILAN ÇALIŞMALAR
Kölükfakı, projeleri geliştirirken uzmanlarla iş birlikleri yaptıklarını ve topluma katkı sağlamanın önemine dikkat çekerken, Biyofortifikasyon Projesi’nin Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye Beslenme Rehberi’nde çinko ve selenyum eksikliğine yönelik dikkat çekmek için değerli bir fırsat olduğunu ifade etti. Ayrıca, Aliağa Bisküvilik Buğdayı ile birlikte Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile yeni buğday türleri üzerinde çalışmaya devam ettiklerini belirtti.
GIDADA VE TARIMDA MINERAL ZENGİNLEŞTİRME
Biyofortifikasyon Projesi’nin Yürütücüsü ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. İsmail Çakmak, her yıl yapılan tarımsal üretim ile topraklardan tonlarca mikro besin elementinin kaybolduğunu aktardı. Tarımda kullanılan yüksek verimli çeşitlerin bu sorunu daha da artırdığını belirten Çakmak, bu mineral kayıplarının beslenme üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ifade etti. Çakmak, “Toprak, mineraller bakımından fakirse, gıda da fakirdir, insan da” diyerek, Ülker ile geliştirilen iş birliği ile mineral eksikliği sorununa hızlı bir çözüm bulmaya çalıştıklarını kaydetti.
GELECEK HEDEFLERİ
Ülker’in uyguladığı onarıcı tarımla yerli tarımı ve çiftçi refahını öncelikli hedef haline getirdiğini vurgulayan Kölükfakı, 2030’a kadar 10 bin dekar alanda onarıcı tarım uygulaması yapmayı planladıklarını söyledi. Bu çalışmalar 2025 itibarıyla 101 çiftçi ile sürecek. Çakmak ise bu zenginleştirme çalışmalarının 15 ülkede 12 yıl boyunca gerçekleştirilen uluslararası bir projeden elde edilen bilgilerle yapıldığını belirtti. “Saklıköy’ün hikayesi, farklı ürünlere uyarlanabilecek bir örnektir” şeklinde sözlerini tamamladı.
then "Add to Home Screen"