Ben ki her sabah yeni umutlarla uyanırım güne. Çocuklarımın uyku hallerini izlediğim birkaç saniye huzurlu olmam için yeter de artar.
Aceleyle ve komşular bizi affetsin biraz da tatlı gürültüyle çıktığımız kapımızın akşam bize yeniden açılacağını düşünmek bile günümün keyfini yerine getirir.
Ne yaşarsam yaşayayım; ki ben de her insan gibi kötü şeyler de yaşarım, döndüğüm yer, sonsuz huzuruyla yuvamdır.Kapısından girince ve görünce canımdan çok sevdiğim ailemi, uzaklardaki anne babamın sesi çocuklarımın sesiyle yarışınca telefonun ucunda, bilirim ki her şey düzelir, can sağ oldukça. Bundandır ki günlerdir yediğimden içtiğimden bir şey anlamaz oldum. Bundandır ki umudumu el yordamıyla arar oldum, gözlerim bakmak istemiyor. Sokaklarında aşkı, anneliği, başarıyı, kederi ve sevinci tattığım Ankara'm yasta. Yuvalarına dönmelerine ihtimal kalmayanlar geliyor aklıma. Nasıl bir yuvaya dönersen dön, yuvandır oysa. Küçük büyük, lüks ya da yoksul, kalabalık ya da değil, yuvan umudundur. Yuvalarına dönemeyenlerden utanır oldum. Keşke cennet yuva olsa onlara…
Bu acılar nasıl da tarifsiz, aklım almıyor. Barış türküleri söylemek ve inanmak umuda, bu kadar mı güç artık? Bu kadar mı zalim insan! Gencecik kızların, tazecik oğlanların, fotoğraflarına bakamadığım çocukların, elleri öpülesi teyzelerin, amcaların, hayat dolu kardeşlerimin yaşaması bu kadar mı imkansız artık! Fikirlerimizin aynılığı ya da farklılığı neyi değiştirir ki, insan değil miyiz sonunda? Dönmek istediğimiz yuvalarımız da mı yetmez bir olduğumuzu anlamaya? Bir anadan doğurttular hepimizi, birer mucizeyiz, bilirim ben. Birer mucize olmak, yetmez mi can cana yaşamaya!
Sorumlusunu düşünmek istemiyorum bazen. Size de oluyor mu? Bu kadar vahşi, bu kadar acımasız ve belli ki doğuştan yuvasız, kalpsiz ve inançsız insanları düşünmek istemiyorum, iyi gelmiyor bana. Yuvamın hemen dışında onların olduğunu, yoluma çıkabileceklerini, sevdiklerime denk gelebileceklerini düşünmek istemiyorum. Onlara dur demeyenleri, alkışlayıp yüreklendirenleri, ocakları direkt ya da dolaylı olarak söndürenleri düşünmek istemiyorum. Umuda düşman her kimse, cana düşman, sana düşman, bana düşman her kimse, işte onlarla zihnimi kirletmek, kalbimi kinle titretmek istemiyorum.
Onlar, o zamansız yersiz yurtsuz cellatlar, umuduma yaklaşmasın istiyorum. Yuvam kalbimde, umudum içimde, yanaşmasınlar istiyorum. Kirli adımları, kirli zihinleri, kirli kalpleri yuvam olan yurduma değmesin istiyorum. İşte bunun için, her sabah aynı umutla uyanıyorum. Umut edemeyecekmişim gibi oluyor ama direniyorum. Benden yuvamı ve umudumu almalarına izin vermeyeceğim diyorum. Kaosa sürükleyemeyecekler beni, sindirip sonsuza dek mutsuz ve tedirgin kılamayacaklar. Her sabah yuvamdan işime, akşam yeniden döneceğimi hissederek gideceğim ve günü, umuduma sarılarak geçireceğim. Benim gibi olan ve olmayan tüm insan gibi insanlara, daima şans vereceğim. Her ölüme üzülecek her felaketin hekimi olmayı seçecim.
Çünkü onlar kazanırlarsa dönüşü olmaz. Ölmeyiz belki ama yaşadığımız yaşamak olmaz!
Başın sağ olsun Ankara'm, bu son olsun canımın memleketi, benim en büyük yuvam Türkiye'm! Gidenlere sonsuz rahmet, kalanlara sabır olsun… Ülkem her yeni gün sana umut olsun!
then "Add to Home Screen"