RAPORUN TEMELİ VE İÇERİĞİ

Milli İstihbarat Akademisi, İsrail ile İran arasındaki çatışmayı ele alan yeni bir rapor yayımladı. “12 Gün Savaşı ve Türkiye İçin Dersler” başlıklı bu rapor, İsrail’in savaşta mutlak hava hakimiyetine sahip olmasının, çok katmanlı hava savunma sisteminin önemini ortaya koyduğuna dikkat çekiyor. Raporda, “Başta güvenlik bürokrasisinin yerleşkeleri olmak üzere korunması gereken stratejik tesislerde, özellikle alçak hava savunma sistemlerine özel önem verilmesi faydalı olacaktır.” ifadesine yer verildi.

EKOLOJİK VE SİYASİ ETKİLER

Raporda, İsrail’in devşirdiği ajanlarla İran topraklarında kritik tesislere ve kişilere yönelik gerçekleştirdiği saldırılar hatırlatıldı. Ülke içinde siyasi ve toplumsal barış sorunlarının yanı sıra ekonomik şartların sızma faaliyetlerini kolaylaştırdığı vurgulandı. Bu durum, ulusal güvenlik açısından dikkate alınması gereken bir konu.

STRATEJİK ÖNERİLER

Milli İstihbarat Akademisi’nin raporunda şu uyarıya yer verildi: “Muhtemel hava saldırılarına karşı uyarı ve alarm sistemleri tesis edilmeli, stratejik tesislerde gerekli teknik şartlara sahip sığınaklar kurulmalı, özellikle büyük şehirlerde ulaşımı kolay kitlesel sığınaklar inşa edilmeli.” Bu tür önlemler, olası tehditler karşısında önemli bir savunma mekanizması oluşturabilir.

BİRLİK VE KARDEŞLİK DUYGUSU

Raporda, “Türkiye bu çerçevede millî birlik ve kardeşlik duygusunu güçlendirmeli, ekonomik problemlerin yol açabileceği sorunlara yönelik önlemler geliştirmeli, ‘Terörsüz Türkiye’ gibi projelerle toplumsal uzlaşıyı kapsayıcı hale getirmelidir.” ifadesiyle, toplumsal barışın sağlanmasına yönelik öneriler sunuldu. Ayrıca, İran’ın uzun yıllardır konvansiyonel savunma ve saldırı sistemlerine yaptığı yatırımların, İsrail’in elektronik harp destekli saldırılarında bertaraf edildiği tespit edildi.

YATIRIMLARIN ARTIRILMASI

Bu bağlamda, Türk Savunma Sanayii’nin insansız sistemler ve elektronik harp teknolojilerine ağırlık vermesi gerektiği belirtildi. Raporda, İsrail’in gelişmiş hava savunma sistemlerine rağmen hipersonik füzeleri engellemede tam başarı sağlamadığı hatırlatılarak, Türkiye’nin balistik ve hipersonik füzeler konusunda yatırımlara hız vermesi gerektiği vurgulandı. Bu yatırımlar, ülkenin savunma kapasitesini güçlendirirken, ulusal güvenlik açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.