FERMİ PARADOKSU VE TÜRKİYE’NİN EKONOMİK SESSİZLİĞİ
İktisatçı Mahfi Eğilmez, “Büyük Sessizlik Kuramı” başlıklı yazısında, fizikçi Enrico Fermi’nin evrendeki uygarlıkların varlığına rağmen iletişim eksikliğini sorgulayan Fermi Paradoksu’nu Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarına uyarlıyor. Eğilmez, yüksek enflasyon, düşük büyüme, gelir dağılımındaki bozulma ve orta sınıfın yok olmasına rağmen toplumun geniş kesimlerinin hayat pahalılığına karşı tepkisiz kalmasını “Türkiye’ye özgü bir büyük sessizlik” olarak tanımlıyor. Eğilmez, “Satın alma gücümüz eridi, özel okul fiyatları Avrupa’yı geçti, ama kimse sesini çıkarmıyor” diyerek bu sessizliğin arkasındaki dinamikleri detaylandırıyor.
TÜRKİYE’NİN EKONOMİK SORUNLARI: ORTA SINIF YOK OLUYOR
Eğilmez, Türkiye’deki temel ekonomik sorunları şu şekilde sıralıyor: Yüksek enflasyon ve düşük büyüme; son yıllarda ekonomik büyüme yavaşlarken, enflasyon hızla artmakta. TÜİK verilerine göre, Nisan 2025’te yıllık enflasyon %65’e ulaşıyor. Gelir dağılımındaki bozulma da önemli bir mesele. Nüfusun 17 milyonu Portekiz (27 bin dolar), 17 milyonu Brezilya (10 bin dolar), 17 milyonu Tayland (7 bin dolar) ve 51 milyonu Mısır (3 bin dolar) seviyesinde yıllık gelire sahip. Ayrıca orta sınıfın yok oluşu, sosyal ve ekonomik dengeleri tehdit ediyor. Eğilmez, “Orta sınıfın yok olması, çok büyük bir sorun” ifadelerini kullanıyor.
Eğilmez, özel okul ücretlerinin örnek alındığında satın alma gücünün ciddi ölçüde eridiğini vurguluyor. Türkiye’de özel okul ücretleri yıllık ortalama 30 bin dolarken, Portekiz’de 6 bin dolar, Brezilya’da 5 bin dolar, Fransa ve Almanya’da ise 20 bin dolar seviyesinde. Eğilmez, “Eskiden gelirler düşüktü, ama hayat Avrupa kadar pahalı değildi. Satın alma gücü yüksekti. Şimdi kiralar, otomobil ve gıda fiyatları dünya ortalamalarını aştı” diyor. Bu durumun, son 10 yılda ve “faiz neden, enflasyon sonuç” anlayışının uygulandığı son birkaç yılda belirginleştiğini belirtiyor.
NEDEN SESSİZLİK?
Eğilmez, toplumun tepkisizliğinin nedenlerini şöyle açıklıyor: Düşük gelir gruplarının kabullenişi; gelirleri Tayland ve Mısır seviyesinde olan 68 milyon kişi, durumu “kader” veya “sınav” olarak görüyor. Avrupa düzeyinde gelir sahibi olan 17 milyon kişi daha fazla itiraz etse de bu ses, genel durumu etkilemiyor. Ekonomik yanılsama da önemli bir faktör; düşük tutulan kur, satın alma gücü paritesinde yüksek gelir yanılsaması yaratıyor. Ancak gerçekte fiyatlar, Avrupa’yı geçiyor.