İSTANBUL’DA RİSK ALTINDAKİ BİNALAR

İstanbul’da, küçük bir sarsıntıda bile yıkılma tehlikesi bulunan yaklaşık bin 200 tabut bina olduğu ifade ediliyor. 2000 öncesi inşa edilen ve riskli kategorisinde yer alan bina sayısının ise yaklaşık 800 bin olduğu belirtiliyor. Milyonlarca İstanbul sakini, bu tehlikenin farkında olarak deprem sonrasında yaşanan korkuları tekrar yaşamaktan kaçınıyor.

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN GEREKLİLİĞİ

Çözüm olarak gösterilen kentsel dönüşüm, olası büyük bir depremde yıkılma riski taşıyan eski yapılar için de öneriliyor. Ancak kentsel dönüşüm süreci birçok engelle karşı karşıya. İstanbul’da bu sürecin tıkandığı pek çok nokta bulunuyor. Gayrimenkul Hukuku Derneği Kurucu Başkanı Ali Güvenç Kiraz, kentsel dönüşümde yaşanan iki önemli sorunu dile getirerek, “Bunlardan bir tanesi, süreç yönetimindeki tıkanıklıklar. İkincisi ise yargılama süreçleri.” diyor.

DEPRESSİZİM İÇİN MİLLİ SEFERBERLİK ÇAĞRISI

Uzmanlar, İstanbul’un deprem tehlikesi karşısında milli seferberlik çağrısı yapıyor. Şehir plancısı Prof. Dr. Murat Yalçıntan, “İstanbul deprem master planı; hangi bölgelere öncelikle müdahale edilmeli, hangi bölgelerdeki yapılar öncelikle yenilenmeli, bu şekilde risk azaltılabilir.” şeklinde görüş bildiriyor.

ADA BAZINDA DÖNÜŞÜM ÖNERİLERİ

Uzmanların, uygulanacak kentsel dönüşüm modeli için farklı önerileri bulunuyor. Ancak, genel olarak yapılan çağrı “bina bazında değil ada bazında dönüşüme gidilmeli.” şeklinde. Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, dönüşümün bina bazında olmaması gerektiğini vurguluyor. Tüysüz, “Bugün dahi deprem olmadan daha afet olmadan bir yerden bir yere gidilmesi mümkün olmayan bir karmaşası var.” diyerek, şehirdeki karmaşanın giderilmesi ve yeniden planlanması gerektiğini savunuyor.