Habertürk’ün eski spikerlerinden Nur Köşker, uyuşturucu soruşturması çerçevesinde gözaltına alınıp tutuklanan eski genel yayın yönetmeni Mehmet Akif Ersoy hakkında dikkat çeken ifadelere yer verdi. Köşker, Ersoy’un kendisine sistematik bir şekilde taciz ve tehditte bulunduğunu, bu süreçte ciddi sağlık sorunları yaşadığını vurguladı. Kendisine yöneltilen, “Neden bu kadar geç konuştun?” eleştirilerine ise “Kenan Tekdağ’ın Mehmet Akif’in yaptığı her şeyden haberi vardı. Böyle bir tabloda insan kaynaklarına gitseydim, benim başıma neler gelirdi? Bunu gerçekten sormak gerekiyor. Ben susmayı, sessizce istifa edip gitmeyi seçtim. Ta ki bu olaylar benim dışımda ‘Habertürk Emekçileri’ adlı bir X hesabı üzerinden ortaya saçılana kadar. İsmim geçince, artık saklanacak bir şey kalmadı ve çevreme anlatmaya başladım. O noktadan sonra ise, aynı kanalda bile olmamamıza rağmen tehdit edilmeye başladım. Korktum, sessizlik bir tercih değil, hayatta kalma refleksiydi” ifadeleriyle yanıt verdi. Eski genel yayın yönetmeni Ersoy, uyuşturucu ve taciz suçlamaları nedeniyle gözaltına alınarak tutuklandı. Yapılan uyuşturucu testinin de pozitif sonuçlandığı belirtildi.
TAKİP EDİLEN TACİZ SÜRECİ
Nur Köşker, Ersoy’un tutuklanmasının ardından yaşadığı taciz olaylarını da aktardı. Sabah’a yaptığı açıklamalarda, kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt vererek yaşadığı süreci detaylandırdı. “Habertürk’te tam olarak neler yaşadınız?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Bu bir söylenti değil. Bir yanlış anlaşılma hiç değil. Bu, gücünü makamından alan bir erkeğin, bir kadının mesleğini açıkça pazarlık konusu yapmasının hikâyesidir. Taciz süreci, Habertürk’te çalışmaya başladıktan birkaç ay sonra başladı. O dönem ben evliydim, kendisi de evliydi. Ancak bunun onun açısından hiçbir ahlaki sınır oluşturmadığı kısa sürede ortaya çıktı.”
TAKİP ÜZERİNE BASKI
Köşker, kendisine rahatsız edici mesajlar göndermeye başlayan Ersoy’dan kaçınmak için işinde sürekli önlem almak zorunda kaldığını aktardı. “Bültenlerimizin arka arkaya olduğu günlerde stüdyoda adeta köşe kapmaca oynuyorduk. Yayın çıkışında karşılaşmamak için stüdyoya çok erken gidiyor, mikrofonlarımı önceden taktırıyor, bazen onun rejiden ayrılmasını bekleyip ancak öyle stüdyoya giriyordum. Bu durum uzun süre böyle devam etti. Daha sonra herkesin nasıl biri olduğunu bildiği bu kişi genel yayın yönetmeni yapıldı. Yetkisi arttıkça, benim üzerimde kurduğu baskı da arttı. Artık kaçacak alan kalmamıştı. İstifa ettiğim gün beni odasına çağırdı.”şeklinde sözlerini sürdürdü.
then "Add to Home Screen"