KULLANICI DENEYİMİNİ YENİDEN ŞEKİLLENDİRME

Sosyal medya platformu X, kullanıcıların ilgi alanlarına daha uygun içerikler sunmayı hedefleyen yapay zeka destekli bir algoritmaya geçiş yapma aşamasında. Bu adımla birlikte, şirket, kullanıcıların platformda daha fazla vakit geçirip uygulamaya geri dönüşlerini artırmayı planlıyor. Ancak uzmanlar, bu teorik olarak cazip görünen yaklaşımın pratikte beklenmedik sonuçlara yol açabileceğini düşünüyorken, platformun bu hedefe ulaşmasının zorluğuna işaret ediyorlar.

SİYASİ İÇERİKLERDEN UZAKLAŞMA

Cuma günü, platformun ürün başkanı Nikita Bier, etkileşimi artırma çalışmalarından bahsetti ve şunları söyledi: “X zaman akışınızın amacı, ana akım algoritmadan ve siyasi tartışmalardan çıkıp kendi nişinizi bulmak. İlgi alanlarınız hakkında paylaşım yapabilmeli ve dostça, ilgili geri dönüşler alabilmelisiniz. Eğer sürekli benzin istasyonunda kavga videoları görüyorsanız, hesabınız henüz oturmamış demektir. Bunu düzeltmek için her gün çalışıyoruz.” Böylece X, her kullanıcının ilgi alanlarını keşfedebilmesini ve benzer düşünen topluluklarla bağlantı kurabilmesini hedefliyor. Ancak Social Media Today’in verilerine göre, platformdaki kullanıcıların yüzde 80’i etkileşimde bulunmuyor ya da içeriklerle hiçbir iletişim kurmuyor.

KASIMDA YAPAY ZEKAYA GEÇİŞ

Elon Musk, Bier’in açıklamalarını destekleyerek “Algoritma, kasım ayına kadar tamamen yapay zekayla çalışacak. Bu süreçte kayda değer ilerleme kaydedeceğiz. Algoritmayı her iki haftada bir açık kaynak haline getireceğiz. Kasım veya en geç aralık ayında, yalnızca Grok’a sorarak akışınızı dinamik biçimde ayarlayabileceksiniz.” ifadelerini kullandı. Kullanıcılar, akışta gördükleri içerikleri beğenip beğenmediklerine göre Grok’a direkt talimat vererek akışlarını yeniden düzenleyebilecek. Benzer bir uygulama Meta’nın Threads platformunda da test ediliyor. Kullanıcıların “@threads.algo” adlı bir profil etiketleyerek akışlarını ilgi alanlarına göre düzenleme imkanı sağlanıyor.

KİŞİSELLEŞTİRMEDE YENİ BİR YAKLAŞIM

Uzmanlar, bu yaklaşımın devrim niteliğinde bir kişiselleştirme sunup sunmayacağını sorguluyor. TikTok örneğinde olduğu gibi, kullanıcıların doğrudan talimat vermeden, sadece izleme süresi ve içerik öğeleri üzerinden ilgi alanlarını hızlıca öğrenebilen sistemler zaten mevcut. Bu, kullanıcıların algoritmaya müdahale etmeye isteksiz olabileceğini düşündürüyor. Kullanıcılar, daha çok zahmetsizce içerik paylaşımı yapabildikleri ve görebildikleri uygulamaları tercih ediyor.