HARVARD ÜNİVERSİTESİ’NDE BULUNAN BELGE HAKKINDA ŞAŞIRTAN KEŞİF

Harvard Üniversitesi, 1946 yılında yalnızca 27,50 dolara satın aldığı Magna Carta belgesinin aslında 1300 yılına ait nadir bir orijinal olduğunu fark etti. Döneminde Londra’daki bir kitap satıcısından alınan bu belge, günümüzde tarih camiasında büyük heyecan yaratmış durumda.

YILLARCA BEKLEDİKTEN SONRA ORTAYA ÇIKTI

Harvard Hukuk Fakültesi Kütüphanesi’nde bulunan belge, yıllarca unutulmuş ve dikkat çekmeden arşivde tutuldu. Belgenin üzerinde 1327 tarihli bir kopya etiketi bulunuyordu. Ancak 2023’te King’s College London’dan Ortaçağ tarihçisi Prof. David Carpenter, kütüphanenin dijital koleksiyonlarını incelerken belgeye ulaştı. İncelemeleri sonucunda bunun çok daha eski bir nüsha olabileceğini düşündü. Associated Press’e verdiği demeçte Carpenter, “İlk tepkim şaşkınlıktı. Daha önce bilinmeyen bir Magna Carta’ya rastlamak hem heyecan verici hem de hayranlık uyandırıcıydı” şeklinde konuştu. Harvard gibi köklü bir kurumun bu kadar önemli bir eseri yıllar boyunca fark etmeden sakladıktan sonra keşfetmiş olmasının kendisi için en şaşırtıcı durum olduğunu ifade etti.

ANALİZLER BELGENİN ORİJİNAL OLDUĞUNU GÖSTERDİ

Prof. Carpenter, East Anglia Üniversitesi’nden Prof. Nicholas Vincent ile birlikte Harvard’daki belgeyi, 1300 yılına ait olduğu bilinen diğer altı orijinal nüshayla karşılaştırdı. Boyutlar, metin yapısı ve karakteristik detaylar incelendiğinde, belgenin bu nadir gruba ait olduğu kesinleşti. Carpenter, “Testi uçan renklerle geçti” derken, belgenin orijinalliği konusunda hiçbir şüphe kalmadığını belirtti.

MADDİ DEĞERİ DE BÜYÜK

Bu keşif, Harvard için sadece akademik bir kazanım değil, aynı zamanda maddi açıdan da büyük bir değer taşıyor. 1297 yılına ait diğer bir Magna Carta nüshası, 2007 yılında New York’taki bir açık artırmada 21 milyon doların üzerinde bir fiyata satıldı. Uzmanlar, Harvard’ın belgesinin de benzer bir değer taşıdığını düşünüyor. Prof. Vincent, belgenin önemi hakkında, “Magna Carta, Batı siyasi geleneğinin ve anayasal düşüncenin temelidir. Dünya tarihinin en ünlü belgelerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz” şeklinde bir değerlendirmede bulundu.