ZOR KONUŞMALARDAN KAÇINMAK
İş arkadaşlarınızla, komşularınızla, arkadaşlarınızla ya da sevdiklerinizle zaman zaman zorlayıcı konuşmalardan kaçtığınızı düşündünüz mü? Birçok insan bu tür konuşmalardan uzak duruyor çünkü bu durumların çatışmaya yol açabileceğini ya da kendimizi garip, kırılgan ya da stresli hissettirebileceğini biliyoruz. Klinik psikolog Kimberley Wilson, bunun neredeyse evrensel bir insan deneyimi olduğunu belirtiyor: “Hayatta istediğiniz her şey aslında zor bir konuşmanın diğer tarafındadır ve biz çoğu zaman, bunu görmezden gelirsek kendiliğinden ortadan kalkacağını düşünürüz. Ama kalkmaz.”
SAĞLIKLI İLİŞKİLER İÇİN ZOR KONUŞMA
Wilson’a göre, sağlıklı ilişkiler kurmak istiyorsanız bunu tek başanıza yapamazsınız. Eğer hayatınızda anlamı olan ve uzun süreli bir ilişkiniz varsa, o zor sohbeti gerçek anlamda yapmak gerekir. Kimberley Wilson, bu zor konuşmaları gündeme getirdiğinizde, değerli sonuçların ortaya çıkacağını söylüyor ve ekliyor: “Çoğu zaman olan şey, diğer kişinin bizim o büyük ve görmezden gelinen sorunu dile getirmiş olmamızdan dolayı yaşadığı rahatlamadır.”
10 MADDEDE ZOR KONUŞMA PLANI
Wilson, Chris ve Xand van Tulleken’a zor konuşmaların neden önemli olduğunu ve bunlara nasıl hazırlanmanız gerektiğini anlattı. İşte Kimberley Wilson’ın derlediği zorlu bir konuşma yapma planı:
1. Konuşmayı yapmamanın bedelini düşünün. Öncelikle, bu konuşmanın sizin için neden önemli olduğunu değerlendirin. Kaçınmanın iyi olma halinizi nasıl olumsuz etkilediğini listeleyin.
2. Faydalarını gözden geçirin. Bu konuşmayı yapmanın size sağlayacağı faydaları yazın ve gözünüzde canlandırmaya çalışın. Bu durum sadece karşı tarafı değiştirmekle ilgili değil.
3. Sürdürmeye değip değmeyeceğine karar verin. Konuşmanın artı ve eksilerini tartın ve faydaların korkularınıza ağır basıp basmadığını düşünün. Eğer bu konuşmanın değmeyeceğine karar verirseniz, bu aşamada vazgeçebilirsiniz.
4. Güvendiğiniz birinden destek alın. Güvendiğiniz birine bu konuşmayı gerçekleştireceğinizi söyleyin. Bu kişi sizi destekleyebilir ve sizinle birlikte tarafsızca durabilir.
5. Konuşmayı başlatın. Bu en zor adım! Yalnızca “Seninle konuşmamız lazım” gibi basit bir cümleyle başlamayın, bunun yerine “Bir ilişkimiz var ve bunu daha iyi hale getirmek istiyorum. Sen ne dersin?” gibi daha yapıcı bir ifadeyle yaklaşın.
6. Hazırlık yapın. Duygusal olarak yoğun anlarda, beynimizin bazı işlevleri bozulabilir. Bu yüzden, ne söylemek istediğinizi belirleyin. Bunun için maddeler halinde yazabilir veya bir mektup oluşturabilirsiniz.
7. Yüz yüzeyken konuşun. Tarafsız bir ortamda yüz yüze buluşmak, iletişimde beden dili ve mimiklerin önemini artırır. Notlarınızı konuşma sonrası da karşı tarafa bırakabilirsiniz.
8. Karşı tarafa düşünme ve tepki verme zamanı tanıyın. Onların bakış açısını dinlerken istek gösterin. Siz cevap bekliyor olsanız da, sürecin onların tarafında yaşanmasına izin vermek daha adil olacaktır.
9. Kendinize toparlanma zamanı tanıyın. Duygusal bir konuşmanın ardından kendinize zaman ayırın. Ajandanızı boşaltarak, stres düzeyinizi düşürecek aktivitelere yönelin.
10. Konuşmaya geri dönün. Tüm sorunların tek bir konuşmayla çözülemeyeceğini bilin. Karşı tarafın duygu durumunu sindirmesi gerekebilir ve belki de bir süre sonra yeniden iletişime geçmeniz faydalı olacaktır.
Sonuç olarak, önemli biriyle aranızdaki sorunları çözmeye çalışıyorsanız, konuşma ne kadar zor olursa olsun bu değerlidir. Kimberley Wilson’ın belirttiği gibi, “Eğer önemliyse, o zamanı ayırmaya değer.”