DİPLOMASİK AÇIKLAMANIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ
ABD’nin İran’daki Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine yaptığı saldırının ardından Türkiye’den gelen resmi açıklamada dikkat çeken bir detay, “kınama” ifadesinin yer almaması oldu. Murat Yetkin, Dışişleri Bakanlığı’nın saldırıya ilişkin yayımladığı açıklamada, müdahalenin “ihtilafı küresel düzeye taşıma riski” gibi sert ifadelerle ele alınmasına rağmen, doğrudan bir kınama ifadesinin bulunmadığını aktardı.
TÜRKİYE’NİN KOLAYLAŞTIRICI ROLÜ
Yetkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem ABD Başkanı Donald Trump ile hem de İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile gerçekleştirdiği görüşmelere dikkat çekerek, Türkiye’nin bu süreçte “kolaylaştırıcı rol” üstleneceğini belirtti. Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamanın da bu diplomatik duruşla uyum içinde olduğunu savundu.
Yazıda, İsrail-İran çatışmasının devam etmesinin Türkiye’nin iç güvenlik politikaları açısından risk oluşturabileceği ifade edildi. Yetkin, bu durumun PKK’nın silah bırakma süreci olarak adlandırılan “Terörsüz Türkiye” hedefini tehdit edebileceğini belirtti. Bu nedenle Ankara’nın diplomatik dengeyi koruma çabasının önemi vurgulandı. “İran güncel iç gelişmelere matin. Halk nezdinde karşılığı bulunmayan, İsrail destekli devrik Şah’ın oğlu Reza Pehlevi’yi kast etmiyorum. Ancak Hamaney’in yetkilerinin devredilmesi durumu, Pezeşkiyan ile bir çözüm yolu bulunabileceği düşüncesini doğuruyor diplomatik çevrelerde” şeklinde görüş belirtti.
İKİ TARAFIN RİSKLERİ
Türkiye’nin hem ekonomik hem de siyasi açıdan çıkarı bulunmadığını söyleyen Yetkin, “Türkiye’nin nükleer müzakerelere dönüş konusundaki ısrarı sadece Netanyahu’nun İran’a yönelik şimdiki hedefinden kaynaklanmıyor. İran’ın nükleer silaha sahip olması, Türkiye’yi rahatsız edecek bir ihtimal” dedi. Yetkin’e göre İsrail-İran savaşının uzaması, PKK’nın silah bırakma sürecini riske atabilir ve bu ihtimal, “Erdoğan’ın istemediği bir durum” oluşturuyor. Yazının devamı için tıklayın.
then "Add to Home Screen"