İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendisine ve İBB’ye yönelik saldırıların tekrarlanmasına tepki göstererek, “Anlaşılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve İmamoğlu’na saldırmak bu dönem moda. 31 Mart’ta 16 milyon İstanbullu bu trendin modasının geçtiğini kesin olarak gösterecek” dedi. İmamoğlu, bazı politikacıların halkı siyasi kavgalara sokmaya çalışarak uyguladığı oyalama taktiklerini vurgularken, yeni projeler başlatmaya kararlı olduğunu söyledi.

İmamoğlu’nun açıklamaları, “Aksaray Sanat Meydanı ve Yeraltı Otoparkı Temel Atma Töreni” sırasında geldi. Eleştirinin kaçınılmazlığını kabul etti, ancak kendisine yöneltilen sözlerin ağırlıklı olarak temelsiz doğasını vurguladı. İmamoğlu, belediye çabalarını iyileştirmeyi amaçlayan yapıcı eleştirileri dinlemeye istekli olduğunu ifade etti, ancak eleştirilerin çoğunun siyasi amaçlı olduğunu ve etkili yönetişimle ilgili olmadığını kaydetti.

Halkın zekasına güvendiğini belirten İmamoğlu, “Halkımızın aklına güveniyoruz. Ortak akla inanıyoruz. Diğerleri bir kişinin düşüncelerine güvenirken, biz 16 milyon insanın aklına güveniyoruz. Onlar akıllı. Tüm vatandaşlarımız zekidir ve ortak akıllarıyla hem bu şehri hem de bu ülkeyi nasıl yükselteceklerini bilirler. Halkın gerçek temsilcileri olmaya devam edeceğiz. Bu kadar basit.”

İmamoğlu, bazı politikacıların siyasi manevralar yoluyla kamuoyunun dikkatini başka yöne çekme girişimlerine değinerek sözlerini tamamladı. Bu dikkat dağıtıcı unsurlara rağmen, belediyenin halka olan bağlılığına odaklanmaya devam ettiğini, gereksiz çatışmalardan kaçındığını ve proje açılışlarına devam ettiğini söyledi.

Liderliğini lekelemeye çalışan siyasi eğilimlerin ortasında İmamoğlu, halka ve şehre olan bağlılığında kararlı olmaya devam ediyor. Eleştiriler havada uçuşurken, belediye başkanı dimdik ayakta duruyor ve 16 milyon İstanbullunun çıkarlarını ve ihtiyaçlarını geçici siyasi modalara tercih ediyor. İmamoğlu’nun sergilediği direnç, halkın güveni ve kolektif zeka tarafından yönlendirilen bir vizyona olan bağlılığını sergiliyor ve onu genellikle bölücü taktiklerle gölgelenen bir siyasi manzarada ayırıyor.