Kılıçdaroğlu'nun bu vaadini geçmişte Azerilerin Rusya'ya iadesine benzeten Sayan, bunu insanlık açısından çok vahim bulduğunu söyledi.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun ‘Suriyeliler gitsin, ölsünler’ lafı insanlık açısından de değerlendirdiğimizde, siyasi anlamda da değerlendirdiğimizde çok vahim bir tablo, çok vahim bir konu. Sadece üç oy uğruna, sokaktaki bazı insanları acaba bu anlamda kendime çekebilirim mantığıyla orada yaşayan binlerce insanı Suriye’ye geri gitsin demek, Azeri vatandaşlarımızın Rusya’ya iadesinden başka bir şey değildir. Nasıl ki onarı köprünün üzerinden geri gönderip tekrar ölüme sevk ettiysek Sayın Kılıçdaroğlu’nun bugünkü söylemi de budur.

KILIÇDAROĞLU İNSANLIK AÇISINDAN BAKMALI

Kılıçdaroğlu’ndan herhalde bir farkımız var. İnsanlık açısından düşündüğümüzde zaten herkesin böyle düşünmesi lazım. Bizim bir de inanç açısından düşünme zorunluluğumuz var. Bu muhacir kardeşlerimize sahip çıkmak zorundayız. Belki Kılıçdaroğlu’nun düşüncesinde böyle bir şey olmayabilir. İnanç anlamında böyle bir kaygısı olmayabilir ama hiç olmazsa insanlık anlamında bir kaygısı olsun. Evrensel insan hakları anlamında bir kaygısı olsun. Bir sol partiyi temsilen bir genel başkandır. İnanç anlamında ona baskı kuran, zora sokan bir şey yoksa bile, insanlık anlamında bunu değerlendirmeli bu çok vahim bir konudur. ‘Suriyelileri gönderelim onları öldürsünler’ bu çok vahim bir konudur. O zaman biz de daha önce bize sığınan, Irak’ta Saddam’ın zulmünden kaçıp bize gelen, Kobani’den gelen Kürt kardeşlerimizi geri gönderelim onları da onlar öldürsün, dolayısıyla bizde burada insanlıktan, Müslümanlıktan , kardeşlikten bahsedelim.