TARİHİ MİRASI KAMUYA KAZANDIRILIYOR

Türkiye’nin kültürel zenginliklerinden biri daha yeniden kamuya kazandırılıyor. Troas bölgesinin güney ucundaki volkanik tepenin eteklerinde, Midilli Adası’nın tam karşısında yer alan Assos, antik dönemden itibaren birçok medeniyete ev sahipliği yapmış önemli bir tarihi liman ve eğitim merkezi. Ünlü filozof Aristoteles’in burada bir felsefe okulu kurduğu ve doğa bilimleriyle ilgili önemli çalışmalara imza attığı biliniyor. Şehri çevreleyen sur duvarları, kuleleri, agora, meclis binası, liman, nekropol ve gymnasion gibi yapılar arasında en dikkat çeken yapılarından birisi Athena Tapınağı. Anadolu’nun en eski dor düzenli tapınakları arasında yer alan bu eser, Arkaik Çağ’a tarihleniyor. Assos, 1800’lü yıllarda Amerikan arkeologlar tarafından kazılan ilk antik kentlerden biri olma özelliğini taşıyor. Türk arkeologların 1981’de yeniden başlattığı kazılar günümüzde 44. sezonunu sürdürüyor.

TİYATRO RESTORASYONUNDA SON DÖNEMEÇ

Assos Kazı Başkanı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleri ve İÇDAŞ’ın sponsorluğunda yürütülen çalışmalar çerçevesinde tiyatro restorasyon projesinin son aşamasına gelindiğini ifade etti. Yetkili kurumlardan alınacak onayın ardından restorasyon çalışmalarının bu yıl başlaması planlanıyor. Prof. Dr. Arslan, bu restorasyonun tarihi bir yapıyı yeniden canlandırmanın ötesinde, Assos’u Çanakkale’nin önemli kültür ve sanat merkezlerinden biri haline getireceğini belirtti: “Yaz aylarında tiyatro ve konser gibi etkinlikler bu sahnede yeniden hayat bulacak” dedi.

Denize hakim bir konumda bulunan tiyatro, Ege’nin mavi sularını ve Midilli Adası’nın silüetini izleyebileceğiniz eşsiz bir seyir alanı sunuyor. At nalı şeklindeki mimarisiyle tipik bir Yunan tiyatrosu olan bu yapı, M.Ö. 4. yüzyılda inşa edildi. Roma döneminde bazı yapısal değişikliklerle birlikte kullanılmaya devam etti. Gladyatör dövüşleri ve hayvan gösterileri için güvenlik önlemleri alınmış ve seyirciler için korkuluklar eklenmişti. Roma İmparatorluğu döneminde tiyatroda yer alan oturma sıraları, taş ustalığından, demircilikten ve dericilikten gelen loncalara ayrılmış, üst sıralardan biri ise Serapis dinine mensup kişiler için ayrılmıştı. Orkestra bölümünün güneyinde konumlanan iki katlı sahne binasının ön cephesi mermer malzemeden yapılırken, diğer kısımları yerel andezit taşlarıyla inşa edilmiştir.

Geçmişte konser ve çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan Assos Tiyatrosu, bu restorasyonla Antik Çağ’daki özgün görünümüne yeniden kavuşmayı hedefliyor. Yaklaşık 5 bin kişilik kapasitesiyle, bölgedeki kültürel yaşamın merkezi olma potansiyelini taşıyor. Prof. Dr. Arslan, bu restorasyonun yalnızca kültürel mirasın korunması açısından değil, aynı zamanda Assos’u sürdürülebilir bir turizm ve etkinlik alanına dönüştürme açısından da önemli olduğunu dile getirdi. Assos Tiyatrosu, mimari özellikleri, tarihi dokusu ve doğal manzarasıyla geçmişin yanı sıra geleceğin de sahnesi olmaya hazırlanıyor.