Turkcell CEO’su Ali Taha Koç, MWC24’te görücüye çıkan yenilikçi teknolojilere dikkat çekerek, veri merkezi kapasitelerinin sektörün toplam kapasitesinin üçte birini aştığını belirtti. Yeni veri merkezi şirketi, Turkcell’in kabiliyetlerini daha da artıracak şekilde konumlandırıldı. Koç, Turkcell’in güçlü veri merkezi kabiliyetleri sayesinde “hyper scaler” olarak adlandırılan büyük küresel şirketleri Türkiye’de varlık göstermeye çekmek istediklerini ifade etti.

Turkcell’in gündemi enerji verimliliği, veri merkezleri ve siber güvenlik olmak üzere üç temel sütun etrafında dönüyor. Koç, 2025 yılına kadar 240 milyon dolar yatırım yaparak Türkiye’de 300 MW’lık güneş enerjisi projelerinin yaygınlaştırılmasını hedeflediklerini belirtti. 2026 yılına kadar toplam elektrik ihtiyacının %65’ini yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefleyen Turkcell, 2030 yılına kadar %100 yeşil enerji tedarikini kendi kaynaklarından sağlamayı taahhüt ediyor ve 2050 yılına kadar net sıfır şirket hedefliyor.

Turkcell, MWC24’te ses getirdi ve iki ödül kazandı: Akıllı Şebeke projesiyle “Yenilikçi Mobil Servis ve Uygulama” dalında GTI Awards 2024 ve “Sürdürülebilir Şebeke Operatörü Lideri” olarak IDATE ödülü. Bu ödüller, Turkcell’in telekomünikasyon sektöründe inovasyon ve sürdürülebilirliğe olan bağlılığının altını çiziyor.

Turkcell, kongre boyunca Huawei, Ericsson ve Nokia gibi dünya devleriyle iş birlikleri gerçekleştirdi. Bu ortaklıklar arasında Huawei ile 5.5G ve yapay zeka tabanlı ağ otomasyonu alanlarında ortak inovasyon projeleri, Ericsson ile siber güvenlik ve yapay zeka/makine öğrenimi girişimleri ve Nokia ile 6G yeteneklerinin ve yenilikçi senaryoların araştırılması yer alıyor. Turkcell’in Türkiye’nin önde gelen uydu haberleşme şirketi Lynk ile gerçekleştirdiği iş birliği, SMS, ses ve veri servislerinin doğrudan telefonlara yönelik denemeleri ile uydular üzerinden mobil servisler sunmayı hedefliyor.

Turkcell’in girişimleri ve işbirlikleri, şirketi telekomünikasyon ve veri merkezi sektörlerinde önemli bir oyuncu olarak konumlandırarak teknolojik ilerleme, sürdürülebilirlik ve küresel ortaklıklara olan bağlılığını ortaya koyuyor.