TÜRKİYE, DİPLOMATİK TEMASLARA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR

Türkiye, yarın İstanbul’da dünya kamuoyunun dikkatini çekebilecek önemli diplomatik görüşmelere ev sahipliği yapacak. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun liderlik ettiği Amerikan heyeti, Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov’un başkanlık ettiği Ukrayna heyeti ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanı Vladimir Medinskiy’in yönettiği Rus heyeti ile bir araya gelecek.

RUSYA VE UKRAYNA ARASINDA TARİHİ GÖRÜŞME

Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, heyetler İstanbul’da barış süreci ile ilgili potansiyel müzakere zeminini değerlendirme amaçlı temaslar yürütecek. Özellikle Rus ve Ukrayna taraflarının üç yıl aradan sonra ilk kez aynı masa etrafında toplanması, bu sürecin ciddiyetine işaret ediyor.

Görüşmelerin çerçevesini, 11 Mayıs’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yaptığı çağrı oluşturuyor. Putin, daha önce kesintiye uğrayan doğrudan müzakerelerin ön koşulsuz bir şekilde 15 Mayıs itibarıyla yeniden başlamasını önermiş ve bu sürecin Türkiye’nin arabuluculuğunda İstanbul’da gerçekleşmesini istemişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu çağrıya olumlu bir yanıt vererek diplomatik sürecin yeniden başlaması için İstanbul’un devreye girmesini sağlamıştı.

UKRAYNA’DAN YENİ BİR ADIM

Ukrayna yönetimi ise Putin’in önerisine olumlu bir yanıt vererek masaya dönmeye hazır olduklarını bildirmişti. Bu gelişme, uluslararası toplum tarafından memnuniyetle karşılanmış, özellikle Avrupa başkentlerinden sürece olan destek ifadeleri gelmişti.

BİRİNCİ ADIM ATILDI

Bu akşam, sürecin ilk adımı atıldı. Bakan Fidan ile Medinskiy başkanlığındaki Rus heyet, İstanbul’daki Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde ön görüşmeler yapmak üzere bir araya geldi. Kaynaklara göre, görüşme planlandığı gibi başladı ve taraflar, müzakere ortamının çerçevesini oluşturmak için görüş alışverişinde bulunuyor.

ÜÇLÜ TEMASLAR VE UMUTLAR

Yarın gerçekleştirilecek üçlü temaslar, diplomatik çevrelerce uzun süredir devam eden savaşın sona ermesi açısından “önemli bir eşik” olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin yeniden üstlendiği arabuluculuk rolü ve taraflar arasında doğrudan diyaloğun başlaması, bölgedeki gerginliğin azalması yönündeki umutları artırmış durumda.