İSRAİL’İN HASTANE YAKININDAKİ SALDIRISI
İsrail’in Gazze’deki Al-Shifa Hastanesi yakınındaki gazetecilerin kullandığı çadırı hedef alması sonucu aralarında Al-Jazeera muhabiri Enes el-Şerif’in de bulunduğu 7 gazeteci hayatını kaybetti. Enes el-Şerif’in ölümünün ardından, sosyal medya hesabından bir vasiyetini paylaştı. Mektubunda, eşini yalnız bıraktığı ve çocuklarının büyümesini göremeyeceği için üzüntülerini dile getiren El-Şerif, “Size, zincirlerin sesinizi susturmasına ya da sınırların sizi engellemesine izin vermemeniz için yalvarıyorum. Toprağın ve halkının özgürlüğüne giden yolda köprüler olun; ta ki onurumuzun ve özgürlüğümüzün güneşi, çalınmış yurdumuzun üzerine doğana dek.” ifadelerini kullandı.
VAZGEÇİLMEZ GERÇEKLERİ YAŞAMA SORUMLULUĞU
Nisan ayında kaleme aldığı vasiyetinde El-Şerif, “Acının tüm ayrıntılarını yaşayarak gördüm, defalarca ıstırabı ve kaybı tattım; yine de gerçeği olduğu gibi, hiçbir çarpıtma ya da tahrif olmaksızın aktarmakta bir an bile tereddüt etmedim ki Allah, sessiz kalanlara, öldürülmemizi kabul edenlere, nefesimizi boğanlara ve çocuklarımız ile kadınlarımızın paramparça kalıntılarından etkilenmeyen, halkımızın bir buçuk yıldan uzun süredir maruz kaldığı katliamı durdurmak için hiçbir şey yapmayanlara karşı tanık olsun.” dedi. El-Şerif’in son mektubu da şu ifadelerle başladı: “Bu benim vasiyetim ve son mesajımdır. Eğer bu sözler size ulaştıysa, bilin ki İsrail beni öldürmeyi ve sesimi kesmeyi başardı.”
FİLİSTİN VE AİLESİNE EMANETİ
El-Şerif, “Umudum, Allah’ın ömrümü uzatarak ailem ve sevdiklerimle birlikte işgal altındaki Askalân’daki (El-Mecdel) asıl memleketimize dönmemi sağlamasıydı. Ancak Allah’ın takdiri öne geçti ve O’nun hükmü kesindir.” sözleriyle acılarının derinliğini vurguladı. Vasiyetinde Filistin’e olan sevgisini dile getirerek, “Size emanetim Filistin’dir! İslam dünyasının tacındaki mücevher, bu dünyadaki her özgür insanın kalp atışıdır.” ifadelerini kullandı.
El-Şerif, çocuklarını ve eşini de teker teker anlatarak, onlara karşı olan sorumluluklarını ifade etti. “Size, ailemi emanet ediyorum. Size, gözümün nuru sevgili kızım Şam’ı emanet ediyorum; hayalini kurduğum gibi büyürken izleme fırsatını asla bulamadığım evladımı.” şeklinde duygularını paylaştı. Özellikle eşinin güçlü duruşunu ve sadakatini öne çıkaran El-Şerif, eşi için “bükülmeyen bir zeytin ağacının gövdesi gibi dimdik duran” ifadelerini kullandı.
BİLİNCİMİZİ KAYBETMEMEMİZ GEREKEN BİR KONU
El-Şerif, “Eğer ölürsem, ilkelerime sadık kalarak ölmüş olacağım.” diyerek inançlarını ve cesaretini aktardı. “Allah’ım, beni şehitler arasına kabul et, geçmiş ve gelecek günahlarımı bağışla, kanımı halkım ve ailem için özgürlük yolunu aydınlatan bir ışık kıl.” diye dua etti. Son olarak, “Gazze’yi unutmayın… Ve beni, bağışlanma ve kabul için edeceğiniz samimi dualarınızda unutmayın.” diyerek vasiyetini tamamladı.
then "Add to Home Screen"