Reşit olmayan kız çocuklarına yönelik cinsel istismar iddialarıyla tutuklanarak 2019 yılında cezaevinde yaşamını yitiren Jeffrey Epstein dosyalarının açıklanmasını amaçlayan yasa, ABD Başkanı Donald Trump tarafından onaylandı. Onayın ardından ABD Kongresi’nin House Oversight sisteminde ortaya çıkan belgeler, 15 Temmuz darbe girişiminin akabinde FETÖ elebaşı Fethullah Gülen için Washington’da oluşturulan geniş kapsamlı “savunma mekanizmasının” çalışma detaylarını gün yüzüne çıkardı. Bu kayıtlara göre, Gülen’in Türkiye’ye iade sürecini ve kamuoyu iletişimini yöneten e-posta zincirleri, avukat Reid Weingarten aracılığıyla Epstein’a ulaştırıldı. Belgeler, FETÖ elebaşı Gülen dosyasının yalnızca hukuki süreçlerden ibaret olmadığını, aynı zamanda medya yönetimi, video kontrolü ve stratejik iletişim planlama aşamalarını da kapsayan büyük bir operasyon merkezinden yönetildiğini gösteriyor.

ABD’DE KURDUĞU AĞ İLK KEZ ORTAYA KONDU

House Oversight kayıtlarında yer alan e-postalarda, FETÖ elebaşı Gülen’in savunmasında görev alan Steptoe & Johnson LLP bünyesindeki avukatlar Reid Weingarten, Michael Miller ve Michael Keough ile medya ve halkla ilişkiler sorumlusu Kathy King’in birlikte çalıştığı görülüyor. Gülen’in ABD’deki temsilcisi Alp Aslandoğan ve Gülen hareketi ile bağlantılı iş insanı Remzi Külen de bu süreçte her aşamada bilgilendirildiği anlaşılan belgelerde, elebaşı Gülen’in kamuoyuna yaptığı açıklamalar, video kayıtlarının yönetimi ve Türkiye’nin iddialarına karşı hazırlanacak cevapların içeriği üzerinde birlikte çalıştıkları açıkça ifade ediliyor. E-postalarda, darbe girişiminin ardından FETÖ lideri Gülen’in Pensilvanya’da kaydedilen soru-cevap videosunun gazetecilere nasıl ulaştırılacağı detaylı bir şekilde ele alınıyor. Video kaydının kötü niyetli kişilerin eline geçmesini önlemek amacıyla FTP sistemi gibi yöntemler üzerinde durulmakta olup, YouTube’un daha hızlı yayılacağından dolayı riskli olabileceği yorumları da yer alıyor. Bu bağlamda Kathy King’in, videonun geniş kitlelere açılmasının içerik manipülasyonuna neden olabileceği ve bu yüzden kontrollü bir yöntemle yayınlanması gerektiğini vurguladığı belirtiliyor.

SİYASİ NÜFUZ İÇİN EPSTEIN’A İLETİLDİ

5 Ağustos 2016 tarihli “Audio Recording – Fethullah Gülen” konulu e-posta zincirinin, Avukat Reid Weingarten tarafından Jeffrey Epstein’a iletildiği belgelerde net bir şekilde açıktır. Bu yazışmada, Gülen’in soru-cevap videosunun analizinden New York Times, BBC ve Al Arabiya gibi kuruluşların yaptığı haberlere kadar geniş bir içerik yer almakta. Savunma ekibinin, ABD’deki medya kuruluşlarının yayınladığı metinleri sürekli takip ederek nasıl yanıt vereceğini değerlendirdiği, haberlerde kullanılan ifadelerin kamuoyundaki yankılarını tartıştıkları bilgisi de yer alıyor. Söz konusu medya akışının Epstein’a gönderilen e-posta zincirinin bir parçası olması, belgelerde görülen ilişkilerin temelini oluşturuyor. Epstein’a gönderilen yazışmalarda, Gülen’in iadesine ilişkin ABD Adalet Bakanlığı ile yürütülen temaslar ve Türkiye’den gelen belgelerin değerlendirilmesi gibi iletişim stratejilerine dair içerikler açıkça sunuluyor.

EPSTEİN’IN KAŞIKÇI SES KAYDI DİKKAT ÇEKİYOR

Kongre kayıtlarında ortaya çıkan diğer bir belgede, Epstein’ın Weingarten’a gönderdiği 2018 tarihli mesajda Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülmesine dair ses kayıtlarına atıfta bulunduğu anlaşılıyor. Epstein’ın mesajında, “Türkler o kaydı nasıl elde ettiğini soran yok mu?” ifadesi belgelerde önemli bir dikkat çekiyor. Aynı e-postada Epstein’ın ABD’deki siyasi durumla ilgili kısa bir değerlendirme yaptığı da görülüyor. Epstein, Trump’ı eleştirerek, “Steve [Bannon] sana Cumhuriyetçilerin de Trump’ın gitmesini istediğini söylüyor. Artık bir yük.” şeklinde yorumda bulunuyor.

BAĞLANTI İNGİLİZ KRALİYET AİLESİNE KADAR UZANIYOR

Belgelerde yer almamakla birlikte, aynı dosya kapsamındaki diğer bilgilerde, eski Goldman Sachs çalışanı Selman Türk’ün 2019 yılında Prens Andrew’a yaklaşık 1 milyon dolar gönderdiği ve aynı dönemde Crown Estate’e ait bir mülkü kira ödemeden kullandığı bilgisi yer almakta. Türk’ün 2019’da FETÖ lideri Fethullah Gülen’in Pensilvanya’daki yerleşkesinin yanı başında mülk alması ve 2016’da darbe girişiminden kısa bir süre önce İpek Üniversitesi ile bağlantılı bir şirket kurması gibi gelişmeler, Gülen’in çevresi ile İngiliz Kraliyet ailesi arasında bağlantıların kesiştiğini göstermeye işaret ediyor.