İSTANBUL BOĞAZI’NDA MÜSİLAJ TEHLİKESİ

Sarıyer’de deniz yüzeyini kaplayan atıklar, müsilaj tehlikesini tekrar gündeme getiriyor. Denizanaları, çöpler ve ölü yosunların oluşturduğu kirlilik tabakası, sahil şeridinde belirgin şekilde gözlemleniyor. İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, bu durumu “tehlikenin habercisi” olarak değerlendiriyor.

RÜZGAR DURMASA YAZIN MÜSİLAJ PATLAMASI OLACAK

Çetintaş, müsilajın geri dönmeye başladığını belirterek dikkat çekici uyarılarda bulundu. “Denizanaları, ölü yosunlar ve yüzeyde biriken atıklar, deniz salyasının oluşumunu tetikliyor.” ifadelerini kullanan Çetintaş, Sarıyer kıyılarındaki kirliliğin net bir şekilde gözlemlendiğini ifade etti. Eğer yaz aylarında rüzgar esmez ve deniz kendini temizleyemezse, müsilajın yoğun bir şekilde artacağı ve Boğaz boyunca etki göstereceği belirtiliyor.

HAVA GÖRÜNTÜLERLE KİRLİLİK TESPİTİ

Boğaz’daki kirlilik, drone kameralarıyla havadan görüntülendi. Görüntüler, su yüzeyinin plastik atıklarla kaplandığını, ölü denizanalarının sahil boyunca sürüklendiğini ve yosunlarla birlikte yoğun bir tabaka oluşturduğunu gösterdi. Kıyıya vuran bu kirlilik, sadece görsel bir kâbus değil; ekosistem için de büyük bir tehlike oluşturuyor.

OKSİJEN AZLIĞI BALIK TÜRLERİNİ AZALTACAK

Çetintaş, denizlerdeki ekolojik çöküşe de dikkat çekerek, “Denizleri kirleten 54 faktörden biri de bu tür organik birikintilerdir.” dedi. Denizanalarının beyazlaşarak ölmeye başladığına dikkat çeken Çetintaş, bu canlıların sıvılaşıp dibe çöktükçe oksijen kaybının artacağını aktarıyor. Marmara ve Boğazlar’daki balık popülasyonunun zaten azalmış olduğunu, günümüzde ise çeşitliliğin neredeyse yok denecek seviyeye gerilediğini vurguladı. Üstelik bu dönemde göç mevsimi olmasına rağmen deniz dibinde yeterli oksijen yok, bu durum balıkların toplu halde ölümüne sebep oluyor.

ÇÖZÜM İÇİN ACİL DESTEK

Çetintaş, Sarıyer gibi simge bölgelerde bile müsilajın gözlemleniyor olmasının endişe verici olduğunu belirtti. Çözüm önerisini de paylaşarak, “Ozon jeneratörleri gibi teknolojik sistemleri kıyılara acilen entegre etmeliyiz.” dedi. Bu tür cihazların sayısının binleri bulduğuna dikkat çeken Çetintaş, önemli olanın maliyeti artırmadan Marmara Denizi’ni kurtarmak olduğunu belirtti. Gidişat, bu yaz Boğaz’da yüzmenin hayal olabileceğini gösteriyor.