VENEZUELA’DAKİ GÜVENLİK TEHDİDİ

ABD’nin Karayipler bölgesine gönderdiği nükleer denizaltı ve destroyerlerden oluşan savaş filosu, Venezuela yönetimini tehdidi altında tutmaya devam ediyor. Devlet Başkanı Nicolas Maduro, uluslararası kamuoyuna yönelik uyarılarını sürdürüyor. Maduro, dünyanın dört bir yanından gazetecilerin katılımıyla düzenlediği basın toplantısında, Washington’un Karayip sularındaki savaş gemilerini “Güney Amerika’da son bir asırda görülen en büyük tehdit” olarak niteliyor ve “bu tehdide boyun eğmeyeceklerini” belirtiyor. Internet üzerinden düzenlenen toplantıda, Maduro, aralarında uluslararası haber ajanslarının temsilcileriyle bir araya geldi ve ABD’nin gönderdiği sekiz savaş gemisinin ülkesini hedef aldığını “abartılı, haksız, ahlaksız ve kesinlikle suç niteliğinde, kanlı bir tehdit” olarak değerlendiriyor. Ayrıca, Venezuela’nın işgal edilmesinin mümkün olmadığını ifade ederek, denizdeki askeri yığınakla hedefin “rejim değişikliğine yönelik” olduğunu belirtiyor.

ABD’NİN ASKERİ HAMLESİ VE VENEZUELA YANITI

ABD Başkanı Donald Trump, Nicolas Maduro ile olan anlaşmazlığını yeniden gündeme getirirken, Maduro’yu Cartel de los Soles adlı uyuşturucu çetesinin lideri olarak suçluyor. Bu doğrultuda, ABD, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Venezuela kıyılarına 7 savaş gemisi ve 4.400 asker gönderiyor. Filoda, üç güdümlü füze destroyeri ve en az bir denizaltının bulunduğu ifade ediliyor. Venezuela, ABD’nin bu hamlesine 4.5 milyon yedeği askere çağırarak yanıt veriyor. Maduro’nun yakalanması için ABD’nin koyduğu ödül ise iki katına çıkarak 50 milyon dolara ulaşıyor.

SUÇLAMALAR VE VENEZUELA HÜKÜMETİNİN SAVUNMASI

ABD, Maduro’yu uyuşturucu kaçakçılığı ile suçlayarak bölgede suç çeteleriyle mücadelede elde edilen başarıların dikkate alınmadığını savunuyor. Venezuela hükümeti ise, kendi başarılarını öne çıkararak nakliye amaçlı yüzlerce küçük uçağın imha edildiğini belirtmekte. Karakas yönetimi, ABD’nin suçlamalarının iktidar değiştirme amacı güttüğünü vurguluyor. Ayrıca, ABD’nin Maduro’nun yakalanmasına yardımcı olacak bilgilere verilecek ödülü iki katına çıkardığı öne sürülmekte. Uyuşturucu kaçakçılığı iddialarının gerçek amacı konusunda şüpheler sürmekte.

DARBENİN ARKA PLANINDAKİ PLANLAR

ABD’nin bu askeri adımının uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili standart bir operasyon mu yoksa başka bir plan mı olduğu tartışılmakta. Bazı ABD’li yetkililer, bölgeye gönderilen askeri güçlerin sıradan bir uyuşturucu operasyonunun çok ötesinde olduğunu belirtmekte. Biden yönetimi, Maduro rejiminin Küba istihbaratı tarafından desteklendiği iddiaları üzerinde duruyor. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Maduro’nun iktidardan ya gönüllü olarak çekileceği ya da askeri çevresindekilerin kendisini görevden alacağı beklentisini taşıyor. Venezuela’daki muhalefet, kötü ekonomik koşulları dikkate alarak bu plana destek veriyor. Ancak Venezuela devlet televizyonu, Maduro’ya desteği ifade eden eylemleri kapsamlı bir şekilde yayınlamaktadır. Şu anda gözler, Rubio’nun Meksika ve Ekvador ziyaretine çevrilmiş durumda.