PKK SILAH BIRAKMA SÜRECİNE DAİR DEĞERLENDİRMELER

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, PKK’nın silah bırakma süreci ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Selvi, “PKK’nın Mahmur Kampı boşaltılıyor” başlıklı yazısında Irak’ta, MİT, bölgesel yönetim ve merkezi hükümetten oluşan bir üçlü mekanizma kurulduğunu ve Mahmur Kampı’nın boşaltılması için adımlar atıldığını belirtti. PKK yöneticisi Murat Karayılan’ın, “Bizler, Irak devleti üzerinde baskı kurulmasın ve her şey yasal olsun diye askeri güçler olarak oradan çekildik ve mevzilerimizi onlara bıraktık,” ifadelerini aktardı. Selvi, bu durumu “‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin nihai hedefi bu. PKK’nın tüm unsurlarıyla birlikte silah bırakması. Mahmur Kampı’nın boşaltılması için bu yönde atılmış önemli adımlardan biridir,” şeklinde değerlendirdi.

ÜÇLÜ MEKANİZMA KURULDU

Selvi, Irak’ta PKK’nın silah bırakması bağlamında MİT, bölgesel yönetim ve merkezi Irak hükümetinden oluşan üçlü bir mekanizma oluşturulduğunu bildirdi. 90’lı yıllardan bu yana faaliyet gösteren ve PKK’nın kuluçka makinası olarak gösterilen Mahmur Kampı’nın boşaltılması için hazırlıkların başladığını belirtti. PKK yöneticisi Murat Karayılan, kampın boşaltılmasına ilişkin açıklamalarında, Irak güçlerinin baskı yaptığına dikkati çekti. Karayılan, “Onlar ise şimdi aynı mevzilerden kuşatmayı sıkılaştırıyor ve halkımız üzerinde baskı kuruyor,” dedi.

ÖCALAN’DAN MAHMUR KAMPINA MEKTUP

Öte yandan, Abdullah Öcalan’ın Mahmur Kampı’na bir mektup gönderdiği öğrenildi. Öcalan, mektubunda, “İnanıyorum ki Mahmur halkımız geçmişte mücadelemizin temel direği olduğu gibi barış ve demokratik toplumun inşa sürecinde de aynı rol ve misyonu üstlenecektir,” ifadelerini kullandı. Terör örgütünün yayın organında yer alan habere göre, Öcalan’ın mektubu Mahmur’da yaşayanlara merkezi sistemle okundu. Öcalan, mektubunda Mahmur halkına, “Görüşmelerimizin bir noktası da Mahmur halkımızın durumu üzerinedir. Şüphesiz bu sürecin ilerlemesiyle birlikte halkımızın yeniden kendi topraklarına dönüşü gerçekleşecektir. Ancak bilinmelidir ki kişisel ve ailesel yaklaşımlar öne çıkmamalıdır,” şeklinde seslendi.