Derin Analiz programında konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, FED'in faiz artırımı sonrası, Türkiye Merkez Bankası'nın faiz kararını değerlendirdi.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut, TRT Haber TVde Hasan Kurtulmuşun sunduğu Derin Analiz programında, FEDin faiz artırımı sonrası Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının üstünde baskı oluşturulduğunu, faiz artırımına zorlandığını, ancak Merkez Bankasının FEDin rüzgarında savrulmayarak FEDe karşı bağımsız olduğunu gösterdiğini söyledi.
Türkiyeye yönelik inanılmaz bir beyin yıkama, inanılmaz bir propaganda var diyen Bulut, artık Türkiyede modern Arsen Lüpenlerin döneminin bittiğini vurgulayarak, Türkiyede artık adam besleyip televizyonlarda konuşturma devrinin de sona erdiğini ifade eti.Yiğit Bulut şöyle konuştu:
Merkez Bankasıyla ilgili bir süredir, faizi 0,25 veya 0,50 artırması yönünde, koridoru yukarı doğru itmesi yönünde anket sonuçlarına dayanan bir baskı vardı. Bugün de özellikle malum medyanın gazetelerinde ve bazı yabancı kaynaklı internet sitelerinde, televizyonlarda Türkiye Merkez Bankasının faiz artıracağına dair haberler vardı. Bu haberler saat 14.00a kadar da yayınlandı.
Ama Merkez Bankası pozisyonunu korumayı tercih etti. Yani FED faiz artırsa bile benim kendi pozisyonum var, ben bu pozisyonu koruyorum ve bu pozisyonu da net olarak ortaya koyuyorum diye faizi değiştirmedi.
Bence bu Türkiye açısından çok önemli ve referans olabilecek bir gelişme. Merkez Bankasının yerinden kıpırdamamasını çok iyi analiz etmekte yarar var. Özellikle Türkiyede faiz baskısı yapan faiz lobisinin de nasıl güç kaybettiğinin altını çizmekte yarar var.
Bağımsız olmak demek sadece siyasi otoriteye karşı bağımsız olmak demek değildir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, aldığı kararla FEDe karşı da bağımsız olduğnu gösterdi. Bağımsızlık sadece tek yönlü olmaz. Çok yönlü bağımsızlık gerekiyor.
Türkiye Merkez Bankası faiz artırmazsa içeride çok büyük sorunlar çıkar, dolarda şöyle hareket olur, böyle hareket olur gibi senaryoların işlemediği piyasada çok net olarak görülüyor.
Çünkü bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti sadece FED referansıyla tanımlanamayacak kadar iyi bir ekonomiye, iyi bir ekonomik hikayeye sahiptir.
Türkiyeye yönelik inanılmaz bir beyin yıkama, inanılmaz bir propaganda var. Ve her propagandada Türkiyenin belli bir noktadan bir yerlere bağlı olduğu iddia ediliyor ve bu bağın zayıflaması, kopması halinde de Türkiyenin sürükleneceği iddia ediliyor.
Dünyadaki seçimlere, siyasi sonuçlara baktığınız zaman, yüzde 50ye yakın oy almış, iktidarının 10uncu yılında olan bir partinin dünyada ikinci bir örneği yok. Yani Türkiyede siyasi bir istikrar var. Yüzde 52yle seçilmiş bir Cumhurbaşkanı var. Devletin en tepesinde oturuyor. Siyasi olarak da en büyük siyasi figür.
Modern Arsen Lüpenlerin devri bitti. İnanılmaz kibar, önü sürekli ilikli, herkesle arası iyi… Ama ne yapıyor, rantçıların ağa babası, rantçıların adamı. Böyle dünya üzerinde dolaşan yüzlerce adam var.
Sokağa inen, tırnaklarının arasına toprak girmiş politikacı, terleyen Cumhurbaşkanı olmalı.
Cumhurbaşkanı dedi ki, terleyen bir cumhurbaşkanı olacağım. Cumhurbaşkanının terlediği yerde başka kimsenin oturmaya hakkı yoktur. Cumhurbaşkanı terliyorsa sen daha çok terleyeceksin. Devletin başı terliyorsa, bütün Türkiye terleyecek.
Türkiyede bir şey yapardınız eskiden, patent alamazdınız. Bürokrasi önünüze geçerdi. Neden? Çünkü İstanbul surları içine yerleşmiş Bizans sermayesi Anadolu sermayesini tahakküm altına almak üzerine kendini planlamıştır. Yerleşik medya düzeni üzerinden baskı yaparlar, alsa alamaz, satsa satamaz.
Hiç kimseden korkmayın. Hiç kimse size hiçbir şey yapamaz. O düzen bitti. Yerleşik düzen yıkıldı. Modern Arsen Lüpenler için yolun sonu. Üretin, sorgulayın.
Anadoluda öyle şirketler var ki, öyle işler yapmışlar ki… Ama diyor ki, ben bunu ortaya çıkartırsam, bunun aynısını İstanbulda yapan X holding var. Beni mahvederler diyor. Haklı. Geçmişte devletin gücü onu koruyamamış.
Çünkü geçmişte bakıyorsun; holding patronlarıyla kol kola girmiş başbakanlar, mafya babalarıyla kol kola girmiş içişleri bakanları, mafya babalarıyla kol kola girmiş yargı mensupları… Kim kimi kimden koruyacak?
Bugün geldiğimiz noktada hiç kimseden korkmayın. Üretecekseniz üretin, yapacaksanız yapın. Arkanızda duran bir Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun başında oturan sizin seçtiğiniz bir devlet başkanı var. Şimdi üretme zamanı.
ADAM BESLEYİP TELEVİZYONDA KONUŞTURMA DÖNEMİ BİTTİ
Lütfen, içeride karamsarlık pazarlayıp pozisyon tutanların kendi ayrı pozisyonları olduğunu unutmayın. FEDden bağımsız bakabileceğimiz bir Türkiyeyi sorgulamak zorundayız. Dünyadan kopalım demek değil bu, ama dünyayla birlikte hareket ederken bağlı olma katsayısını kendi gerçeklerin doğrultusunda ayarlamak zorundasın.
Adam besleyip televizyonda konuşturmak, adam besleyip çete kurmak… Bunlar serbest piyasa kurallarına dahil değil. Geçti o dönemler. Modern Arsen Lüpenlerin dönemi bitti bu ülkede.
AKŞAM
then "Add to Home Screen"