Saldırılar, Suudi arabuluculuğunun gün yüzüne çıktığı bir dönemde gerçekleşiyor. Bu durum, diplomasi ile askeri eylemler arasındaki belirgin çelişkileri gözler önüne sererken, uluslararası alanda tanınan Yemen hükümetiyle resmi bir ittifak bulunmasına rağmen Suudi Arabistan’ın sahadaki tarafların önceliklerini belirlemede yaşadığı kararsızlığı ortaya koyuyor. Yerel kaynaklar, geçmişte aşiret gruplarına verilen desteğin stratejik kontrol sağlamak amacı taşıdığını, fakat bunun sonucunda petrol bölgelerinde el-Kaide’nin etkisinin artmasına yol açabilecek bir boşluk bıraktığını ifade ediyor. Bu da Hadramut’ta güvenlik risklerini artıran yeni bir faktör olarak öne çıkıyor.
DİPLOMATİK ZAYIFLIK
Analistler, güney güçlerinin hedef alınmasının yerel meşru hükümetle işbirliği zayıflattığını ve yaşanacak olası bir gerginliğin Husiler ile Müslüman Kardeşler’in lehine olabileceğini vurguluyor. Bu durum, bölgesel istikrara yönelik tehditlerin arttığı hassas bir süreçle örtüşüyor. Yaşanan gelişmeler, özellikle askeri ve siyasi çıkarların iç içe geçtiği, yerel kaosun silahlı gruplar tarafından istismar edilebilme potansiyelinin devam ettiği Vadi Hadramut gibi kritik bölgelerde, Suudi Arabistan’ın gerilimi azaltma konusunda tutarlı bir strateji geliştirme yeteneği hakkında soru işaretleri doğuruyor.
then "Add to Home Screen"