Uzmanlar, sırtta taşınan sinyal bozucu jammer cihazlarının, vücudun ısınmasına yol açarak metabolizmayı bozduğu uyarısında bulundu. Uzun süreli bu sinyallere maruz kalanlarda tümör riski bile ortaya çıkabileceği belirtildi.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in, geçtiğimiz hafta Güneydoğu’ya yaptığı ziyaret sırasında olası bir terör saldırısına karşı “Sinyal Kesici” (Jammer) ile alınan önlem dikkat çekiciydi.

Milliyet gazetesinden Mert İnan'ın haberine göre, uzmanlar jammer cihazının polis memurunun yaptığı gibi sırtta taşınmasının ölümcül sağlık sorunlarına neden olabileceğini söylüyor.

'6 DAKİKADA 1 DERECE…'

Süleyman Demirel Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği öğretim üyesi Doç.Dr. Selçuk Çömlekçi, sırtta taşınan jammer ve elektromanyetik sinyal yayan cihazların çalışırken belirli bir bantı süpüren güçlü RF dalgalar yaydığını belirterek, “Jammer’lar haberleşme bandında RF (1-30 GHz) frekansta ve 1- 100 Watt güçte çalışır. Bu bantta ve güçte bir cihaz yakın alan bölgesinde (taşıyan insanın kafa ve sırtta ve bu bölge organlarında) 6 dakikalık maruziyette 1 derecelik sıcaklık artışı yaratır. Bu nedenle ‘Jammer’lar kesinlikle kişinin üstünde değil, metal koruyucu ardında ve araç içerisinde olmalıdır” dedi.

'METABOLİZMAYI BOZAR'

Çömlekçi, cihaza maruz kalmanın yaratacağı sağlık risklerine ilişkin de şunları kaydetti, “Radyo frekans bantları dokuları ısıtarak doğrudan etkiler. Canlı dokular uygun güç ve frekanslara tabi tutulursa dokuda artan ısı enerjisi sıcaklık yükselmesiyle dokunun biyolojik yapısını bozar.

Bilimsel literatüre göre: metabolizma ısı yükselmesini kompanse etmek için bilinen geri dönüşüm metotlarını kullanır. Canlı metabolizma bu ısı enerjisini kompanse edemezse metabolik bozulmalar başlar. Kısa süreli etkiler; sinirlilik, kulak çınlaması, uyku düzensizlikleri, iştahsızlık başta gelen şikayetlerdir. Kümülatif olarak uzun süreçte kan düzeyi anormallikleri, beyin iç sıvısı iç sıcaklığının sürekli artmasına bağlı tümör oluşumu veya var olan tümörlerin hızlanması riski bulunmaktadır. Orta kulakta tümoral yapılar, kan yapım mekanizmasında bozulmalar da mümkün olabilir. Ayrıca gözde katarakt oluşumu da bu frekanslarda sıkça rapor edilmektedir.”