Haber Aktüel’den Muaz Kalaycı’nın haberine göre, okula giden çocukların beslenme çantaları her geçen gün daha da sadeleşiyor; veliler market raflarıyla cüzdanları arasına sıkışıp “imkânsızlık” diye yakınıyor. Öğretmenler teneffüste paylaşılan kuru ekmek, su ve tek bisküvi manzaralarının arttığını anlatırken, uzmanlar “gün boyu odak, enerji ve bağışıklık için dengeli içerik şart” uyarısı yapıyor. Ancak artan fiyatlar anne babayı “karnı doysun da nasıl olursa olsun” çizgisine itiyor.
“SABAH NE KOYAYIM?” SORUSU MUTFAKTA BİR KRİZE DÖNÜŞTÜ
Veliler güne menü değil, bütçe hesabıyla başlıyor. Peynir, zeytin, yumurta derken, en temel ürünler bile “haftalık plan”ı zorluyor. Birçok evde sandviçler küçülüyor, meyve porsiyonları iki güne bölünüyor, süt kutuları “gün aşırı” konuluyor. Çocuk “arkadaşımınki daha dolu” dediğinde, mutfakta sessizlik çöküyor.
UCUZ ATISTIRMALIK TUZAĞI: “TOK TUTMUYOR, PAHALIYA GELİYOR”
Görüntüde uygun fiyatlı görünen paket atıştırmalıklar, öğleni görmeden açlık hissini geri getiriyor. Öğretmenler, şeker ağırlıklı ürünler sonrası derste dalgınlık ve sinirlilik artışını gözlüyor. Uzmanlar “etikette ilk üç sıraya bakın, şeker–yağ–tuz ağırlığı alarmdır” diyor; ancak veli “etiket okudum, sepet yine pahalı” cevabını veriyor.
KANTİNDE FİYATLAR UÇTU, ÇOCUKLAR “BAKARAK DOYUYOR”
Kantinlerde tost, ayran, meyve suyu üçlüsü bile günlük harçlığı aşıyor. Çocukların bir bölümü “sadece su” ile öğleden sonrayı geçiriyor. Okul yönetimleri fiyat denetimi yapsa da tedarik maliyetleri yükseldikçe tezgâha yansıyor. Veliler “kantin değil, lüks kafe” benzetmesini boşuna yapmıyor.
ÖĞRETMEN NOT DEFTERİNDEN: “TENEFÜSTE EN ÇOK SU İSTENİYOR”
Sınıf içinden gelen tablo net: Teneffüste su, bisküvi ve tek dilim ekmek ağırlıkta. Bazı öğrenciler paylaşılan yiyeceklere bel bağlıyor. Rehber öğretmenler, “paylaşma güzel ama sistematik açlık normalleşmemeli” diyerek okul-aile işbirliğine çağrı yapıyor.
UZMAN UYARISI: “AZ DA OLSA DENGELİ OLSUN”
Beslenme uzmanları “mükemmel çanta” değil, “dengeli üçleme” öneriyor: Bir protein (peynir, yumurta, yoğurt), bir tam tahıl (tam buğday ekmek, lavaş), bir taze seçenek (mevsim meyvesi ya da sebze). “Birini eksik koyacaksanız, proteini eksiltmeyin” diyorlar. Çünkü protein, odaklanma ve toklukta ilk sırada.
EVDE 10 DAKİKALIK HAZIRLIK MUCİZE YARATABİLİR
Pratik öneriler yayılıyor: Hafta sonu haşlanmış yumurtaları seri hazırlayıp buzdolabına koymak, küçük kaplarda yoğurdu dondurucuya porsiyonlamak, mevsim meyvesini dilimleyip limonla tazelemek, tam buğday lavaşa peynir–yeşillik rulosu yapmak. Maliyet düşük, hazırlık süresi kısa; en önemlisi çocuğun eline “gerçek gıda” veriyor.
“UTANÇ SANDVİCİ” DİYE BİR ŞEY VAR: ÇOCUKLAR GÖRÜNTÜYE TAKILIYOR
Sosyolojik tarafı da ağır: Çocuklar kutu içeriğini karşılaştırıyor, “benimki fakir sandviç” deyip köşeye çekilenler oluyor. Öğretmenler, sınıfta “yiyecek gösterisi”ni azaltmak için beslenme saatini birlikte ve sakin geçirmeye çalışıyor. Uzmanlar “alışverişi çocuğun yanında konuşmayın, ‘paramız yok’ cümlesini etiket yapmayın” uyarısı yapıyor.
KAMUDA DESTEK SESLERİ: “OKULLARDA SAĞLIKLI ARA ÖĞÜN OLMAZ MI?”
Veliler, okul–belediye–hayır ağı arasında sağlıklı ara öğün programları talep ediyor. “Haftada iki gün süt–meyve” ya da “okul fırınından tam tahıllı çörek” gibi düşük maliyetli çözümler konuşuluyor. Gönüllü ağlar “utanmadan alınabilecek” anonim dağıtım modellerini öneriyor: Kartla geç, al ve çık; isim yok, bakış yok.
“DOLU KARNIN COŞKUSU” SINIF BAŞARISINA YANSIYOR
Araştırmalar, sabah protein ve lif alan çocukların matematik–okuma testlerinde daha uzun süre odaklanabildiğini gösteriyor. Öğretmenler, “beslenmesi dengeli olan teneffüs dönüşü soruya atlıyor; boş mide soru değil, saat sayıyor” diyor. Yani mesele sadece açlık değil; eşitsizliğin sınıfa taşınması.
“BÜTÇE YOKSA AKIL VAR”: UCUZA İŞE YARAR 5 FİKİR
Velilerin birbirine aktardığı pratikler hızla yayılıyor:
- Tam buğday ekmeğine labne–salatalık rulosu (ekonomik ve serinletici).
- Haşlanmış yumurtayı ezip zeytinyağı–kimyonla mini sandviç (tok tutar).
- Yoğurda yulaf ve minik elma doğrayıp kapta gönder (şeker yerine lif).
- Bütçeye uygunsa haftada bir küçük kaşarlı gözleme (paylaşmalık).
- Termosa ılık süt veya ayran (şekerli içeceğe alternatif).
Hepsi basit, hepsi erişilebilir; en önemlisi “tek kalemde pahalı atıştırmalık”tan daha uzun süre tok tutuyor.
ALERJİ, İNTOLERANS, DİYET: “HER ÇANTA AYNI OLAMAZ”
Okullarda laktoz intoleransı, glüten hassasiyeti, diyabet gibi özel durumlar artıyor. Öğretmenler listeleri biliyor ama çanta içeriğini her gün kontrol edemiyor. Veliler için çözüm: Kısa notla öğretmene bilgi, çocuğa da “bunu senin için seçtik” motivasyonu. Sınıfta “yasaklı yiyecek” ayrımı değil, “herkesin farklı ihtiyacı var” dili güçlendirilmeli.
KANTİNDE KIRMIZI–SARI–YEŞİL ETİKET ÖNERİSİ
Basit bir trafik ışığı sistemi, çocukların seçimini kolaylaştırabilir. Yeşil: yoğurt, ayran, tam tahıl sandviç; sarı: tost, simit; kırmızı: şeker–yağ bombası ürünler. Öğrenci “yeşilden bir, sarıdan bir” kuralıyla kendi tepsisini dengeleyebilir. Veliler “en azından rehber olsun” diyor.
ÖĞLE SONRASI YORGUNLUK: “ŞEKER PATLAMASI”NIN ACISI ÇABUK ÇIKIYOR
Şekerli içecek ve boş kalorili kekler ilk 20 dakikada enerji veriyor gibi görünse de, öğleden sonra “duvara çarpma” etkisi yaratıyor. Öğretmenler “son iki ders kapanan gözler”i bundan biliyor. Basit bir elma–fıstık ezmesi mini sandviç bile bu inişleri yumuşatıyor.
VELİ HAKLILIĞINI ANLATMAKTA ZORLANIYOR: “SESİMİZ DUYULSUN”
Birçok veli okul toplantısında “fiyatlar konuşulunca ortam geriliyor” diyor. Kimse çocuğunun eksik görünmesini istemiyor. Öneri: Okul aile birlikleri “beslenme dayanışması” gündemiyle kapalı oturum yapsın, talep listesi anonim toplansın, çözüm ortaklarına topluca iletilsin.
MARKETTE KÜÇÜK NUMARALAR: LİSTESİZ ASLA, TOPLU ALIMLA DAHA UCUZ
Alışveriş uzmanlarının basit kuralı: Liste yap, aç karnına alışverişe çıkma, indirimde sadece ihtiyacını al. Komşularla toplu alım, kuru gıdada ciddi avantaj sağlıyor. Büyük paket yoğurdu kaplara bölmek, meyveyi mevsiminde almak, hafta sonu pazarı tercih etmek cebin yükünü hafifletiyor.
ÇOCUKLA KONUŞMA DİLİ: “YOKLUĞU DEĞİL, DEĞERİ ANLAT”
“Paramız yok” cümlesi yerine “bugün bunu seçtik çünkü seni tok tutuyor” demek, çocuğun kendisini eksik değil güçlü hissetmesini sağlıyor. Okulda arkadaşının çantasını kıskanan çocuğa “herkesin çantası farklı, seninki seni zinde tutuyor” mesajı verildiğinde, kıyasın dozu düşüyor.
OKUL–BELEDİYE–MAHALLE: ÜÇ AYAKLI DAYANIŞMA ÇEMBERİ
Yerel yönetimlerin sağlıklı ara öğün günleri, okul kooperatiflerinin uygun fiyatlı temel ürün paketleri, mahalle gönüllülerinin “beslenme bankası” fikri… Küçük adımlar hızla büyüyebilir. Önemli olan, yardımı “görünür şova” dönüştürmeden, çocukların onurunu incitmeden yapmak.
“BESLENME ÇANTASI SADECE YİYECEK DEĞİL, GÜN BOYU UMUT”
Sabah çantaya konan her lokma, çocuğun dersteki dikkati, teneffüsteki neşesi, akşam ödevindeki sabrı demek. Ekonomik zorluklar gerçek; ama küçük, planlı ve dengeli seçimlerle büyük fark yaratmak mümkün. Velinin talebi net: Çocuklar sınıfta eşit başlasın, çanta “açlığı değil umudu” taşısın.
then "Add to Home Screen"