NORMALLEŞME SÜRECİ BAŞLIYOR

Aralık 2024’te Baas rejiminin sona ermesiyle birlikte Suriye’de normalleşme süreci başlıyor. Bu dönüşüm sürecine Türkiye, enerji alanında güçlü bir destekle katkıda bulunuyor. Bu bağlamda, ağır hasar gören doğalgaz altyapısının onarımı hızlı bir şekilde tamamlanıyor. 21 Mayıs’ta Kilis’ten Halep’e uzanan doğalgaz hattı faaliyete geçirilmiş durumda. Günlük 6 milyon metreküp taşıma kapasitesine sahip olan bu hattan gerçekleştirilecek ihracat, 2 Ağustos’ta başlayacak. Yılda yaklaşık 2 milyar metreküplük gazın iletilmesi hedefleniyor.

ENERJİDE KAPSAMLI BİR ARTISH

Halep’teki doğalgaz santralinde kullanılacak bu kaynak, 1200 megavat elektrik üretimine dönüştürülecek. Böylece Suriye’nin mevcut elektrik üretimi yaklaşık iki kat artacak ve günlük 3-4 saatlik elektrik kesintileri, yerini 10 saate kadar çıkan bir enerji arzına bırakacak.

İŞ BİRLİKLERİ İLE GÜÇLÜ DESTEK

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 30 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Suriye’ye gönderilecek doğalgaz için Azerbaycan ve Katar ile işbirliği yapılacağını belirtiyor. Bu iş birliği çerçevesinde Azerbaycan gazı Türkiye’ye ulaştırılacak ve ardından Kilis üzerinden Suriye’ye aktarılacak.

YENİDEN DEVREYE ALINAN HATLAR

Elektrik desteği sadece doğalgazla sınırlı kalmayacak. Türkiye, daha önce kullanılan yaklaşık 500 megavat kapasiteli Birecik-Halep elektrik hattını tekrar devreye almak için çalışmalarını sürdürüyor. Bakan Bayraktar, elektrik ihracatının mevcut hatlarla birlikte 280 megavata çıkarılmasının, hattın aktif hale gelmesiyle toplamda 900 megavata ulaşmasının planlandığını açıkladı. Bu miktar, yaklaşık 1,6 milyon hanenin elektrik ihtiyacını karşılayacak düzeyde.

STRATEJİK DESTEK VE GEÇİŞ SÜRECİ

2011’de başlayan iç savaş nedeniyle Suriye’nin enerji altyapısı büyük ölçüde tahrip olmuştu. Santraller, iletim hatları ve doğalgaz sistemleri ya kullanılamaz hale geldi ya da büyük zarar gördü. Bu durum, ülkede birçok bölgede günlük sadece birkaç saatlik elektrik erişimine yol açıyordu. Ancak rejimin yıkılmasının ardından başlatılan geçiş süreciyle birlikte altyapının yeniden kurulması öncelikli gündem haline geldi. Türkiye, teknik birikimi ve coğrafi konumunun avantajıyla bu sürecin en etkili aktörlerinden biri olarak öne çıkıyor. Daha önce de Suriye’nin kuzeyine kısıtlı enerji desteği sağlayan Türkiye, bu kez kapsamlı bir enerji seferberliğine hazırlanıyor.